Cuma namazı sonrası gıyabi cenaze namazı kılındı

Asrın en büyük doğal felaketi zelzelede hayatını kaybedenler için ülke genelinde olduğu üzere Aydın’da da gıyabi cenaze namazı kılındı. Cuma hutbesinde yardımlaşmanın değerinden kelam edilip depremzedelere kol kanat gerilmesi gerektiği belirtildi.

Aydın’da bu haftaki Cuma namazında geçen haftalara oranla önemli bir yoğunluk yaşandı. Cuma hutbesinde geçen hafta yaşanan zelzele felaketinin tanım edilmez acısının lakin yardımlaşma ile bir nebze hafifletilebileceği belirtilerek, “Yitirdiğimiz her bir canın acısıyla yüreklerimiz yangın yerine döndü. Acımızı tanım etmeye sözler kifayetsiz. Allah’a hamdolsun ki dün olduğu üzere bugün de sıkıntı vaktimizde kenetlendik. Alicenap milletimiz başta olmak üzere hassaslık gösteren ülkelerin, zelzelenin birinci anından itibaren maddi manevi imkanlarını seferber etmesi her türlü takdire şayandır” denilerek ‘İnanıyoruz ki birebir iman ve ruha sahip olduğumuz surece aşamayacağımız hiçbir mani yoktur’ tabirlerine yer verildi.

Miraç kandilinden de kelam edilen hutbede, “Bu gece, mahzun gönüllerimize ilâhî bir rahmet ve sekînet vesilesi olan miraç gecesini idrak edeceğiz. Aziz Rabbimiz, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’i, ömrünün hüzün yılı olarak bilinen çok güç bir devrinde miraç hadisesiyle teselli etmişti. Alemlere rahmet Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’i zatının birliğine, büyüklüğüne ve sonsuzluğuna şahit kılmıştı. Bu kutlu seyahat Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır: ‘Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. Hiç elbet O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.’ Bu mübarek gecede, ellerimizi semaya, dillerimizi duaya, gönüllerimizi Rabbimize açıp yalvaralım ve diyelim ki: Ey Rabbimiz! Bize göndereceğin her hayra muhtacız.” Sözlerine yer verildi.

“Yardımlaşma daveti yapıldı”

Bu mübarek kutlu gecede duaların yalnızca lisanlarda kalmaması kelamlı duaların fiili dualarla buluşturulması gerektiği belirtilen hutbede, “Yaşadığımız bu büyük afet karşısında kimsesizlere kimse, çaresizlere deva olmaya devam edelim. Gereksinim sahiplerine kol kanat gerelim, yetim ve öksüz yavrularımızı bağrımıza basalım. Kardeşlerimizin acısını bir nebze de olsa hafifletmek için elimizden gelen bütün çabası gösterelim. Zelzele bölgelerinin yanında vilayetlerimize gelen depremzede kardeşlerimize de ulaşıp dayanak olalım. Gereksinim fazlası konutlarımızı ve bütün imkanlarımızı karşılıksız olarak onların istifadesine sunalım. Bu güç devirde fahiş fiyatlarla depremzede kardeşlerimizi, aziz milletimizi istismar edenleri uyaralım. Unutmayalım ki gün, dayanışma ve yardımlaşma günüdür. Vakit, düzgünlük ve fedakârlık vaktidir” denildi.