Hayat kurtaran köpekler bu türlü yetişiyor

DÜZCE (İHA) – Zelzele felaketinin akabinde birçok cana umut olan arama kurtarma köpekleri, yaklaşık 2 yıl süren eğitimle yetişiyor.

Düzce’de 12 yıldır köpek eğitmenliği yapan Taner Kurt, arama kurtarma köpeklerinin eğitim sürecinin meşakkatli olduğunu söyleyerek, “Sınavlarda muvaffakiyet elde edip, akredite olduktan sonra köpeklerimiz kazazede nerede olursa olsun, küçük bir kokuyu almasıyla her şeyi bitiriyor. Arama kurtarma köpekleri için ne ses ne de diğer bir şey kıymetli. Değerli olan koku. Canlı insanın kokusu ve ağır koku olması gerekiyor” dedi.

Birçok afetin akabinde arama kurtarma çalışmalarına katılan hassas koku duyusuna sahip eğitimli köpekler, üstün performanslarıyla hayat kurtarıyor. Kahramanmaraş merkezli sarsıntıların akabinde bölgeye sevk edilen çok sayıda arama kurtarma köpeği de, enkaz altındaki insanların yerini tespit etme çalışmalarında değerli rol oynadı.

“Yeter ki küçük bir koku çıkışı olsun”

Düzce’de 12 yıldır köpek eğitmenliği yapan Taner Kurt, eğitim sürecini ve ne kadar müddette yetiştirildiklerini anlattı. Başarılı eğitimden geçen köpeklerin enkaz altındaki canlıların yerini tespit edebildiğini, hassas koku duyusu sayesinde nokta atışı yaptıklarını söyleyen Kurt, “Arama kurtarma köpeklerini yetiştirmek bizim yaklaşık 2 yılımızı alıyor. Bu 2 yılın sonunda imtihanlarımız oluyor. İmtihanlarda muvaffakiyet elde edip, akredite olduktan sonra köpeklerimiz kazazede nerede olursa olsun, küçük bir kokuyu almasıyla her şeyi bitiriyor. Arama kurtarma köpekleri için ne ses ne de öbür bir şey kıymetli. Kıymetli olan koku. Canlı insanın kokusu ve ağır koku olması gerekiyor. Pasif koku değil, ağır koku olması gerekiyor. Birinci başta çalışmaya başlarken ağır koku ile başlıyoruz. Arama kurtarma köpeği ağır koku aldığı vakit bize havlayarak reaksiyon veriyor. Havladığı vakitte biz anlıyoruz esasen. Hoş ve odaklı havlama yapıyorsa orada yaşayan bir depremzede vardır. Yerin ne kadar altı olursa olsun, kâfi ki küçük bir koku çıkışı olsun. Aralık fark etmeksizin canlı bulunabilir” Bizi tüm dünyada önder pozisyona taşıyacak bu türlü bir altyapı, lakin afet idaresinde dijital dönüşümün gerçekleşmesiyle mümkündür” diye konuştu.

“Farklı soğukluk ve sıcaklıklarda, farklı farklı beşerlerle çalışması gerekiyor”

Her köpeğin arama kurtarmada vazife almadığını, makul testlerden geçtikten sonra bunun kararının verildiğini tabir eden Kurt, “Burnunu hoş kullanabilmesi lazım, bu işe yatkın olması lazım. Yavruyken aldığımız vakit aylık test sürecimiz var. Bu test sürecinde dehşetleri olup olmadığına bakıyoruz. Bunu geçtikten sonra bu kez kutu ve havlama çalışmasına başlıyoruz. Aramalara başlıyoruz. Arama çalışmalarını yavaş yavaş artırıyoruz. Bunlardan sonraki süreç çok değerli. Köpeğimizin farklı iklim kurallarında çalışması lazım. Farklı soğukluk ve sıcaklıklarda, farklı farklı beşerlerle çalışması gerekiyor. Bilhassa canlı arama kurtarma köpeklerinin bütün vilayetlerde çalışması, bütün iklimlere alışması gerekiyor ve farklı farklı kokuların olması gerekiyor. 2 yılın sonunda da imtihanı geçtikten ve akredite olduktan sonra enkaza çıkmaya hak kazanıyor” diye konuştu.

“Arama kurtarma köpeği sahibi olmak isteyenler beni aradı”

Deprem felaketinin akabinde arama kurtarma köpeklerine olan ilginin arttığını kaydeden Kurt, kelamlarını şöyle noktaladı:

“Biz zelzele bölgesinden döndükten sonra arama kurtarma köpeği sahibi olmak isteyen 35-40 kişi beni aradı. Biz burada arama kurtarma köpeği eğitim çalışmalarına başlarken günde 5-6 seans eğitim veriyoruz. Bu çok vakit isteyen, yorucu ve meşakkatli bir iş. Vaktiniz varsa beklerim lakin süreç çok güç. Çok uğraşmak gerekiyor. Olur dediğimiz köpek olmuyor, oyundan düşebiliyor. Bu kez emekleriniz gidiyor fakat sağlıklı 2 sene kadar çalıştığınız vakit köpek çok hoş muvaffakiyetler elde edebiliyor.”