Masa da Masaymış – Edip Cansever’i Hatırlamak
Çapkınlık nedir ? Nasıl yapılır? Açıkçası o taraklarda bezim olmadığından bu sorulara bir cevap veremeyeceğim. Ancak meraklısı için başımdan geçen fıkra tadında bir olayı örnek olay mahiyetinde buraya yazmak istedim.
Geçen haftalarda kitapçı arkadaşımın yanına uğradım. Maksadım birkaç kitap bakıp okunmaya değer gördüklerimden almaktı. Dükkana girdiğimde Edebiyat Fakültesinden arkadaşım da oradaydı. Daha sonradan fanatik Beşiktaşlı bir abimiz de dükkana geldi. Ardından da Badem Şekeri filminde deli rolünde oynayan Veysel abi dükkana girdi. Bir anda sohbet meclisi kuruluverdi. Umut abi (Beşiktaşlı), Serhat (kitapçı) ve Doğukan(okul arkadaşım) Umut abiye internetten buzdolabı bakmaya başladılar. Umut abi “Yeni bir şeyler almak lazım” diyordu ama Veysel abi “ne yapcan yenisini diğerleri sanki soğutmuyor” şeklinde sıfır beyaz eşyaya karşı bir tavır sergiliyordu.
Sonra aklımıza letgodan ikinici el az kullanılmış dolaplara bakmak geldi. Serhat hariç herkes bir anda telefonlara gömülüp az kullanılmış kaliteli bir dolap aramaya başladı. Birkaç dolaba baktıktan sonra fiyatlarının epey yüksek olduğuna kanaat getirip uğraşmayı bıraktık. Serhat bilgisayarın başında youtubedan belgesel izliyordu. Bizim aramamız bitikten sonra aklına aylar önce “0” Türk lirası bedelle satışa koyduğu masa geldi. Bir anda gülmeye başladı. Satış fiyatını sıfır lira yapınca adama herkes mesaj atmış. meğerse bedava mal diye 900’e yakın meaj birikmiş. Serhat mesaj atanlara bakmaya başlayınca aralarında güzel kızların da olduğu büyük bir kişi havuzu olduğunu fark etti. Kendisinin başı bağlı olduğundan mütevellit biz kardeşlerine iyilik maksadıyla mesaj atanları gösterdi. Tabi biz de bir yandan profillere bakıp bir yandan da gülüştük.
Profillere bakmamız bitince aklıma Edip Cansever’in o güzel şiiri geldi. “Masa da masaymış ha” dedim içimden.
Bu olaydan çıkaracağımız sonuca gelince orasını da artık benden beklemeyin kardeşlerim. Düşünün ve deyin ki
” Masa da masaymış ha”