Altılı Masa’nın “Deprem Özel Gündemi” ile bir ortaya geldiği toplantı sona erdi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Demokrat Parti, Gelecek Partisi, ÂLÂ Parti ve Saadet Partisi Genel Başkanları’nın oluşturduğu Altılı Masa’nın, ‘Deprem Özel Gündemi’ ile bir ortaya geldiği toplantı sona erdi.

Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu’nun mesken sahipliğinde gerçekleştirilen Altılı Masa toplantısı sona erdi. Saadet Partisi Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Karamollaoğlu’nun yanı sıra CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu ve ÂLÂ Parti Genel Lideri Meral Akşener katıldı. Altılı Masa’nın son toplantısı 26 Ocak tarihinde YETERLİ Parti konut sahipliğinde gerçekleşmişti. Ortadan geçen 23 günün akabinde Altılı Masa, “Deprem Özel Gündemi” ile bir ortaya geldi. Yüzyılın felaketi olarak isimlendirilen Kahramanmaraş merkezli zelzelelerin mevzu alındığı toplantı yaklaşık olarak 4 saat sürdü. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantının akabinde ise yazılı açıklama yapıldı.

“İmar affı çıkarılması ve inşaat bölümünde yolsuzluklara kapı aralayan ölçüsüz rant hırsı milletimize ölümcül bir fatura ödetmiştir”

Yapılan yazılı açıklamada “İktidarın şaşkınlığına, acziyetine ve ayrıştırıcı tavrına karşın; sarsıntının birinci anından itibaren sorumluluklarını yerine getiren, ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışan kurumlarımıza ve kamu görevlilerimize teşekkür ediyoruz. Muazzam bir dayanışma gösteren, büyük bir fedakarlık ve çabayla çalışan STK’larımıza, vatandaşlarımıza, milletlerarası dayanışma gösterenlere ve emek sarf eden tüm isimsiz kahramanlarımıza minnettarız. Zelzele ülkesi olan Türkiye’mizde afet öncesi gerekli hazırlıkların yapılmadığı, kâfi önlemlerin alınmadığı apaçık ortadadır. Evvelden Başbakanlık’a bağlı olan AFAD’ın kurumsal kapasitesinin zayıflatılması, liyakatten mahrum insanlara üst seviye takımlarda sorumluluk verilmesi, zelzeleye dayanıksız binalara hiçbir rapor istenmeden imar affı çıkarılması ve inşaat bölümünde yolsuzluklara kapı aralayan ölçüsüz rant hırsı milletimize ölümcül bir fatura ödetmiştir” tabirlerine yer verildi.

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yüzünden acılar ve zayiat katlanarak artmıştır”

Açıklama şöyle devam etti: “Ülkemizin her kurumunda yaşanan özerklik, liyakat ve şeffaflık kaybı afet idaresini ve zelzeleye müdahale sürecini de direkt etkilemiştir. Hiçbir bürokratın inisiyatif alamadığı, her mevzuda talimatın bir bireyden beklendiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yüzünden acılar ve zayiat katlanarak artmıştır. Afet süreci ne yazık ki âlâ yönetilememiş, arama-kurtarma çalışmalarında geç ve yetersiz kalınmıştır. Başlangıçtan itibaren, temel gereksinimlerin temininin ve yardım faaliyetlerinin yanlışsız koordine edilemediği, bunların sonucunda felaketin tesirinin vahim boyutlara ulaştığı acı bir gerçek olarak görülmektedir. Ne yazık ki, belediyeler ve STK’lar ortasında ayrım yapılmış, bunların sürece dahil edilmeleri konusunda geç kalınmıştır. Kutuplaştırıcı telaffuzlardan vazgeçilmemiş, tek bir merkezden alınan kararlar çalışmaları yavaşlatmıştır. Kolluk kuvvetlerinin, madencilerin ve iş makinelerinin alana geç gönderilmesi, toplumsal medya platformlarında bant yavaşlatma, borsanın kapatılmaması üzere akıl dışı uygulamalar telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurmuş, krizi daha da derinleştirmiştir.”

“Felaketten dersler çıkararak, kentlerimizi ve geleceğimizi ortak akılla inşa etmek mecburiyetindeyiz”

İktidarın zelzele bölgesinde kâfi önlemleri almadığı sav edilen açıklamada, “İktidar barınma, seyyar tuvalet ve hijyen konusunda kâfi adımları hala atmamış, bölgede salgın hastalık riskine karşı gerekli önlemleri de almamıştır. Zelzele sonrası yaşanan iç göçle ilgili rastgele bir planlama ve yönlendirme yapılmamıştır. Tüm yanılgı, kusur, ihmal ve kasıtlar apaçık ortadadır. Hukuksal, idari ve siyasi sorumlular da arşivlenerek belgelerde ve hafızalarımızda not edilmiştir. Millet İttifakı olarak, omuzlarımızdaki ağır sorumlulukların farkındayız. Artık önümüzde güçlü bir imtihan bizleri beklemektedir. Yaşanan bu felaketten dersler çıkararak, kentlerimizi ve geleceğimizi ortak akılla inşa etmek mecburiyetindeyiz. Unutulmamalıdır ki; jeoloji, sismoloji, psikoloji, sosyoloji, ekoloji, tıp, iktisat, eğitim, hukuk, siyaset, kent planlama ve mimarlık birbirlerinden asla bağımsız düşünülemez, hiçbiri ihmal edilemez. Bu çerçevede tüm bu alanların uzmanlarıyla süreci anbean takip edeceğiz. Zelzelenin tesirlerinin ortadan kaldırılmasına dair kısa, orta ve uzun vadede yapılacak işler ve buna dair ortak çalışmalar için bir kurul kuracağız” sözlerine yer verildi.

“Afet bölgelerinde yabancılara konut, arsa ve arazi satışı yasaklanmalıdır”

Açıklama şu biçimde devam etti: “Uyarıyoruz! Afet bölgelerinde yabancılara konut, arsa ve arazi satışı yasaklanmalıdır! Bölgenin yine imarı esnasında Hatay başta olmak üzere demografik ve toplumsal yapının korunması büyük kıymet arz etmektedir. Bilhassa bu bahsin takipçisiyiz”

“(Üniversitelerin uzaktan eğitime dönüş kararı) Bu karardan derhal geri dönülmesi gerekmektedir”

Açıklamada üniversitelerin uzaktan eğitime geçme kararı da eleştirildi. Yapılan açıklamada “Toplantımızda ele aldığımız bir öbür mevzu ise üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi kararıdır. Bu karardan derhal geri dönülmesi gerekmektedir. Gençlerimizi nitelikli eğitim hakkından yoksun edecek hiçbir tahlil gerçek bir tahlil değildir. Depremzede vatandaşlarımızın barınma gereksinimi için turizm kesiminin kapasitesinin ve büyükşehirlerdeki boş konutların kullanılması ve bu istikamette derhal çalışmaların başlaması gerekmektedir” denildi.

“Acılarımızı daima bir arada paylaşacak, maddi ve manevi yaralarımızı daima birlikte saracağız”

Açıklamada Ortak Siyasetler Metni’nde yer alan Kentleşme ve Afet İdaresi hususlarına atıfta bulunularak “Biz siyaseten sorumluluk alacağız. Ortak Siyasetler Metnimizde yer alan ’Kentleşme’ ve ’Afet Yönetimi’ (https://bit.ly/kentlesme-afet-yonetimi) başlıkları altındaki yol haritamızı motamot uygulayacağız. ’Nasıl olsa sarsıntı olmaz’ diye değil, ’yarın sarsıntı olacakmış gibi’ güçlü bir kriz idaresi inşa edeceğiz. Halkımız müsterih olsun! Bizler süratli, sağlıklı ve kalıcı tahlillerimizle insanca ömür standartlarına uygun yaşanabilir kentler inşa etmekte kararlıyız. Aç ve açıkta tek bir insanımızı dahi bırakmayacağız! Acılarımızı daima birlikte paylaşacak, maddi ve manevi yaralarımızı daima birlikte saracağız” tabirleri kullanıldı.

“Suriye halkına da sabır ve başsağlığı diliyoruz”

Açıklamanın devamında şöyle denildi:

“Ülkemizin en acil gereksinimi; içinde bulunduğumuz siyasi enkazı kaldıracak, devlet kurumlarını şeffaf ve halka hizmet temeline nazaran güçlendirecek, kriz şartlarında ülkeyi yönetebilecek, içinde bulunduğumuz ekonomik krizden ülkemizi çıkaracak, iktidarın içine düştüğü israf ve şatafata son verecek, yaşanan felaketten dolayı etkilenecek olan iktisadımızı güçlendirecek, devlet idaresinde liyakati temel alacak yeni ve faal bir iktidardır. Milletimizden aldığımız dayanakla, kendimize olan inancımızla Türkiye için hazır olduğumuzu duyururuz. Son olarak, Suriye’de meydana gelen zelzelenin yaralarını sarabilmek ismine memleketler arası topluluğa bugün buradan davette bulunuyor; Suriye halkına da sabır ve başsağlığı diliyoruz”

Toplantı sonrasında evvelce planlanan toplantının 2 Mart Perşembe günü Saadet Partisi mesken sahipliğinde yapılacağı bildirildi. Parti başkanlarının genel merkezden ayrılmaları bekleniyor.