Depremzede çocuklar için psikososyal dayanak nasıl olmalı

Sarsıntı bölgesindeki çocuklar için ruhsal manada neler yapılması gerektiği konusunda tekliflerde bulunan Ruhsal Müracaat ve Rehberlik Uzmanı Barış Sezgin, “Öncelikli olarak çocuklar için rutinler oluşturulmalı. Zira çocuklar rutinler sayesinde kendileri inançta hissederler” dedi.

Türkiye, 6 Aralık’ta tüm ülkeyi yasa boğan iki büyük sarsıntı için çaba vermeye devam ediyor. 10 ili kapsayan zelzele enkazlarında çalışmalar sürerken bir yandan da hayatta kalan vatandaşlar için ömür koşulları oluşturulmaya başlandı. Bölgede sarsıntısı birebir yaşamış çocukların ruhsal manada en az ziyanla atlatabilmesi ismine Ruhsal Müracaat ve Rehberlik Uzmanı Barış Sezgin, ’Neler yapılmalı ya da neler yapılmamalı’ sorularına ait tavsiyelerde bulundu. Öncelikli olarak “rutin” konusuna dikkat çeken Barış Sezgin, ayrıyeten çocuklarla bağlantının koparılmaması ve yaşanan durumun manalandırılması ismine konuşulması gerektiğini söyledi.

“Rutinler çocukların inançta hissetmesini sağlıyor”

Daha evvel İzmir sarsıntısında de psikososyal takviye grubunda bulunan Uğur Okulları Ruhsal Müracaat ve Rehberlik & Ar-Ge’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin açıklamalarına şöyle devam etti:

“Çocuklarımız büyük ihtimalle çadır kentte olacaklar, birinci olarak bu çadır kentlerde çocuklar için rutinlerimizi oluşturmalıyız. Rutinler çocukların inançta olmasını sağlıyor. Çadır bölgesine bol bol oyuncak göndermeliyiz. Oyun oynanmalı, fotoğraf yaptırılmalı zira 3-12 yaş aralığındaki çocukların sözleri sözel olmayan sözlerdir. Bu tabir kanallarının oluşturulması gerekiyor. Anne babalar da çok fazla ne yapacaklarını bilmiyorlar lakin lütfen konuşmamayı değil konuşmayı, anlatmamak değil anlatmayı, hissetmemek değil hissetmeyi tercih edin. Var olan bir hakikaten kaçamayız.”

“Basit cümlelerle yaşanan durum aktarılmalı”

Çocukların zelzelesi anlaması için kolay cümlelerle konuşulması gerektiğini söyleyen Barış Sezgin “3 yaş altındaki çocuklar bunu çok fazla anlamlandıramazlar. Onların çok daha kolay ve ilkel reaksiyonları vardır. Anne babalarının hislerini taşırlar. Ancak 3 yaş üstü çocuklara anlatmalı ve anlamlandırmamız gerekiyor. Sarsıntının ne olduğunu bilmedikleri için olayı konumlandıramıyorlar. Önemli bir güvensizlik hissiyatı içindeler. Mesela şu biçimde bir kıssa metoduyla çocuklarımıza anlatabiliriz; ‘yerin çok altında kayalar var ve bunlar yaşlandılar. Bu yüzden küçük küçük parçalanıyorlar ve yaşadığımız yer hareket ediyor’ gibi” dedi.

“Fiziksel kaideler sağlandığında eğitim de başlamalı”

Fiziksel koşulların sağlanması dahilinde eğitime de orta vermeden başlanmasını tavsiye eden Sezgin, “Fiziksel kaideler çok belirleyici olacaktır tabi fakat ne kadar süratli eğitime başlarlarsa çocukların rutine dönmeleri o kadar süratli olacaktır. Tabi her şeyden evvel fizikî güvenlik kıymetli. Bu sağlandığı ölçüde çabucak eğitime başlanmalı. Eğitim de bir rutin ve her türlü rutin itimat hissiyatı verir. Rutine ne kadar süratli ulaşırsak çocuklar o kadar kendini inançta hissedecektir.

“Süreç psikososyal dayanak olmadan geçirilmez”

En acil halde bölgeye psikososyal dayanak grubunun gitmesi gerektiğini hatırlatan Sezgin kelamlarını şöyle sonlandırdı:

“Devletin çok süratli bir biçimde bu bölgeye psikososyal takviye göndermesi gerekiyor. Ben de gönüllüyüm bunun için ve biliyoruz ki benim üzere istekli binlerce arkadaşımız var. Devletimiz tüm rehber öğretmenlerden takviye istesin ve orada olalım. Zira kolay başa çıkabilecek bir şey yok. Orada ruhsal danışmanlarla, psikologlarla, bütün uzmanlarımızla bizim birinci olarak psikososyal takviyesi o bölgeye sağlamamız gerekiyor. Bu süreç psikososyal takviye olmadan geçirilecek bir süreç değil. O yüzden koordine edilmeli ve tüm uzmanların bölgede hizmet vermesi gerekmektedir.”