Eşini ve 22 aylık bebeğini sarsıntıda kaybeden acılı adam kayıtlara meyyit olarak geçti

Hatay’da ailesinin yanına giden eşiyle 22 aylık kız bebeğini zelzelede kaybeden Furkan Uçar (33), sarsıntı anında Antalya’da olmasına rağmen meyyit olarak kayıtlara geçti. E-Devlet’ine giremeyen Uçar, davet merkezini aradığında ise “Vefat hasebiyle aktivasyonunuz sonlandırılmıştır” cevabını aldı. Eşini ve kızının cenazelerini Hatay’dan teslim alıp Antalya’da toprağa veren Uçar, “Eşimin yüzüğü boynumda, kızımın bilekliği kolumda. Ben acımı yaşayamayıp, şuan ölmediğimi ispatlamaya çalışıyorum. Kurban olduğum Allah yaşarken öldürmedi beni lakin bunu kim yaptıysa yaşarken öldürdü” dedi.

Antalya’da yaşayan Furkan Uçar’ın (33) eşi Havva Uçar ve 22 aylık kızı Asya Lina, geçtiğimiz aylarda Hatay’ın Antakya ilçesindeki akrabalarına gitti. Tüm Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli zelzelelerin akabinde Havva Uçar ile kızı Asya Lina’nın bulunduğu Gül Apartmanı’nın alttan 3 katı yıkıldı. Taban katta oturan Furkan Uçar’ın eşi, kızı, kayınbabası, kayınvalidesi, babaannesi ve teyzesi enkaz altında ömrünü yitirdi. Zelzelenin ikinci günü Antalya’dan Hatay’a ulaşan Furkan Uçar, büyük keder yaşarken, eşinin ve kızının cenazesini teslim alarak tekrar geri döndü. Çok sevdiği eşi ile işyerine ismini verdiği kızını toprağa veren acılı baba, eşinin yüzüğünü boynunda, kızının bilekliğini de koluna taktı.

“Vefat münasebetiyle aktivasyonunuz sonlandırılmıştır”

Henüz acısını yaşayamayan Furkan Uçar, bir öteki şoku ise birtakım süreçler yapmak için girmek istediği E-Devlet hesabında yaşadı. Hesabına giriş yapamayan Uçar, 160 E-Devlet Davet Merkezi’ni arayıp yardım istediğinde, ‘vefat hasebiyle aktivasyonunuz sonlandırılmıştır’ karşılığını aldı. Kayıtlarda öldü olarak gözüken Uçar, sırasıyla başka kurumlara da yönlense de bir sonuç elde edemedi.

“Tüm kurumlarca ben zelzele kaynaklı vefat etmiş görünüyorum”

Yaşanılan yanılgının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Uçar, şunları söyledi:

“Cenazelerimizi çıkarttık, Antalya’da defnedilmesini sağladım. Birtakım süreçler için E-devletime girmem gerekiyordu. Birinci günler girebiliyordum. Hatta dul olarak gözüyordum. Alt üst soya baktığım vakit kızımın vefat ettiğini görüyordum. Ancak dün E-devletime girmeye çalıştığımda kimlik no yahut şifre kusurlu uyarısı aldım. Akabinde 160’ı aradığımda vefat münasebetiyle aktivasyonunuz sonlandırılmıştır’ uyarısı aldım. Bu türlü bir şey olmadığını, hayatta olduğumu ve acımı yaşamaya çalıştığımı tabir etmeye çalıştım. Ama 184’ü aramam söylendi, orayı aradığımda nüfusu, nüfustan da sıhhati aramam söylendi. Tüm kurumlarca ben sarsıntı kaynaklı vefat etmiş görünüyorum. Ancak ben zelzele anında Antalya’daydım, ailem oradaydı. Hatta cenazelerimizi teşhis eden kişi de benim. Düne kadar hayattaydım, lakin şuan vefat etmiş görünüyorum. Hiçbir halde resmi işlemlerimi yapamıyorum.”

“Beni polis çevirse, meyyit adamın kimliği var üzerimde”

Bu durumun öbür bireylerde de yaşanabileceği ihtarında da bulunan Uçar, yapılan kusurun düzeltilmesini istedi. “Avukata vekalet bile veremiyorum, zira ölüyüm” diyen Uçar, “Bu durum ben de varsa, diğerlerinde da vardır. Bu şayet kusursa, yanılgıyı yapan sıcak odasında koltuğunda otururken, ben kapı kapı dolaşıp hayatta olduğumu ispatlamaya çalışacağım. Acım var, sağ olsun eşim dostum uzaklaşmam için imkanlar sundular. Yola çıkacakken çıkamıyorum. Beni polis çevirse, meyyit bir adamın kimliği var üzerinde. Yağmacı muamelesi göreceğim. Ben kendi kimliğimle şuan yokum. Eşimin yüzüğü boynumda, kızımın bilekliği kolumda. Ben acımı yaşayamayıp, şuan ölmediğimi ispatlamaya çalışıyorum. Kurban olduğum Allah yaşarken öldürmedi beni fakat bunu kim yaptıysa yaşarken öldürdü beni. Bu durumun bir an evvel çözülmesini istiyorum. Benim vefat haberimi tahminen kalp hastası bir ceddim alacak ve vefat edecek. Bunun sorumlusu kim? Hesabımı kim verecek. Ben o bölgede yaşamama karşın bu bana yapıldıysa o bölgede yaşayan insanlara neler yapılmıştır” sözlerini kullandı.

“Deprem olmasaydı 2 saat sonra yola çıkacaklardı”

Uçar, zelzelede kaybettiği sevdiklerine ait hislerini ise şöyle lisana getirdi: “Her şeyleri hazırdı. 2 saat sonra yola çıkacaklardı. Rabbim onları bize emanet etti. Çok şükür hayatıma hoş dokunuşlarda bulundular. Allah ondan razı olsun. Beni düzelttiler ve Rabbim vazifelerini sonlandırdı, emanetlerini aldı. Kalanlara sabır diliyorum. 22 aylık bir bebeğe kimse vefatı yakıştırmıyor. Onlar ölmedi. Onların mezarlarına gidip oturuyorum, sohbetimi ediyorum. Orada yalnızca vücutları var, ruhlarının benimle olduğuna inanıyorum. Azıcık imanın varsa, şehadete, cennete, cehenneme inanıyorsan rahat olursun. Ben birinci 2 gün makus kanılardan uzak durdum. Oraya gittiğim vakit uykuya çok düşkün olan ben 20 dakikalık uykuyla ne kadar güçlü olduğumu hissettim. Erenler, evliyalar hepsinin oralarda olduğunu iliklerimize kadar hissettik. Rabbim kalanlara sabır versin. Arkadaşlarıma ‘Ben Allah’a çok şükür yolumdan şaşmazsam bekleyenim var, siz kendinize üzülün diyorum’ bu saatten sonra. Hanımım benim yolumu belirledi, gitti oraya yerimi de hazırladı çok şükür. İnşallah hepimiz Allah yolunda ilerleriz. Tüm milletimizin başı sağ olsun.”