Güneşin doğuşu insanlık için vazgeçilemez bir andır. Gezegenimizde Güneş olmadan yaşamı hayal etmek imkansız. Hepimiz güneşin doğuşu ve güneşin batışının ne kadar inanılmaz olabileceğini gördük. Bu gözlerinizi ayıramayacağınız bir şey.
Ancak güneş sistemimizdeki farklı gezegenlerin ve uyduların bakış açısından bunun neye benzediğini hiç hayal etmeye çalıştınız mı? On yılını dünyamızın ötesindeki manzaraları tasvir ederek geçiren Ron Miller tarafından yapılan dijital çizimler burada bize yardımcı olabilir.
İçindekiler
ToggleJüpiter‘in uydularından biri olan Europa’dan Güneşin doğuşu böyle görünüyor. Jüpiter, Güneş’ten 779 milyon kilometre uzakta (Güneş ile Dünya arasındaki mesafenin 5,2 katı) çok çok daha uzaktadır. Güneş ışığı, Jüpiter’i gaz devinin atmosferinin katmanlarından geçerken kırmızımsı bir halka şeklinde aydınlatıyor.
Satürn, gezegenlerin en anında tanınanlarından biridir. Güneş’in etrafında 1,5 milyar kilometre (Dünya ile yıldızımız arasındaki mesafenin 9,5 katı) yörüngede dolanıyor. Güneş ışınları, bol su buzu kristalleri ve gazları tarafından kırılarak burada görülen ‘sahte güneş’ gibi inanılmaz görüntüler yaratır.
Uranüs‘ün uydularından biri olan Ariel’de, alışılmadık ama aynı zamanda muhteşem bir manzarayla karşılaşacaksınız. Burada Güneş neredeyse 2,8 milyar kilometre (veya Güneş ile Dünya arasındaki mesafenin 19 katı) uzaklıkta olduğu için neredeyse hiç ısı sağlamıyor.
Neptün‘ün en büyük ayı Triton’da olsaydınız Güneş böyle görünürdü. Yıldızımıza olan uzaklık 4,5 milyar kilometredir (veya Dünya ile Güneş arasındaki mesafenin 30 katı). Bu buzlu uydudaki devasa toz ve gaz gayzerleri, karanlık bir yıldızlı gökyüzünde asılı duran minik ışık diskini gölgede bırakıyor.
Bu gönderi için yorumlar kapalı.