İtalya’dan özel jetle zelzele bölgesine yardıma koştu

İş adamı Metehan Oğuz, zelzele haberini alır almaz İtalya’dan özel jetle Kahramanmaraş’a giderek arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Bölgedeki izlenimlerini aktaran Oğuz, “Korku sinemalarından daha büyük bir afet vardı” dedi.

Kahramanmaraş merkezli sarsıntıların yaşandığı esnada iş görüşmesi için İtalya’nın Milano kentinde olan iş insanı Metehan Oğuz, haberi alır almaz özel jet kiralayıp Türkiye’ye döndü. Oğuz, Kayseri’deki tanıdıklarıyla bir grup kurarak Kahramanmaraş’a gitti ve evvel yakınlarının kaldığı binada daha sonra ise öbür enkazlarda arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Zelzelenin büyüklüğünü öğrendiği birinci anda içinde çalışmalara katılma isteği oluştuğunu söyleyen Oğuz, bölgeye nasıl ulaştıklarını ve orada yaşadıkları olayları anlattı. İş insanı Oğuz, Kahramanmaraş’ta dehşet sinemalarından bile daha vahim bir görünüm ile karşılaştığını belirterek, tüm takımları ağır bir çalışma içinde gördüğünü tabir etti.

“10 kişilik bir grupla Kahramanmaraş’a hareket ettik”

Deprem haberini iş görüşmesi için gittiği Milano’da aldığını söyleyen Metehan Oğuz, “Yurt dışındaydım. İtalya Milano’da bir iş görüşmesindeydim. Sabah saat 4 sularında zelzele uygulamasıyla uyandım ve Kahramanmaraş ve bölgesinde sarsıntı olduğunu öğrendik. Sarsıntı olduğunda her zamanki bir işte bir kentte zelzele oldu diye düşündüm ancak tüm memleketler arası kanallarda izlediğimizde sarsıntının inanılmaz büyük olduğunu görünce bir şeyler yapmak zorunda hissettik doğal olarak. Yani tek bir kent olsa tamam öteki kentler yardımcı olur lakin bu türlü 10 kent ve bu türlü büyük bir coğrafyada meydana gelen bu türlü bir afette hepimizin bir şeyler yapması gerektiğini öngördüğümüz için bir an evvel hareket etmeye isteği doğdu. Bu halde hareket ettik. Özel uçak kiralamak zorunda kaldık. Süratli bir halde evvel Kayseri’ye uçmaya çalıştık ancak uçamadık. Tipiden ötürü kapalıydı Kayseri Havalimanı. Öbür havalimanları da sarsıntıdan ötürü kapalıydı ve bundan ötürü Ankara Havalimanı’na indik ve oradan da kara yoluyla Kayseri’ye, Kayseri’den de Kahramanmaraş’a ulaştık. Kayseri’de arkadaşlarım ve akrabalarım vardı. Onlar orada enkaz kurtarma çalışmaları için gerekli olabilecek ekipmanları hazırlamaya başladılar. Bu hazırlıkları tamamladılar. Maraş’a yanlışsız hazırlıklı bir formda yaklaşık 10 kişilik bir grupla hareket ettik” dedi.

“Korku sinemalarından daha büyük bir afet vardı”

Oğuz, bölgeye ulaştığında gördüğü görüntü karşısında hayrete düştüğünü belirterek, “Şehre girdiğimizde evvel yeni binaların ayak olduğunu görüyorsunuz ancak kentin içine yaklaştıkça, eski binalara yaklaştıkça irili ufaklı artıyor ve daha sonra da aslında üçlü beşli ve hatta kimi yerlerde tam mahallelerin çöktüğünü görüyorsunuz. Bildiğiniz dehşet sinemalarından daha büyük bir afet var bölgede. Etrafta AFAD timleri vardı, Kızılay vardı lakin afet o kadar büyük, o kadar çok enkaz var ki yani her binaya bir misyonlu bile olsa o kadar insan yoktur o kadar müddet içerisinde toplanabilecek. Her binada kesinlikle bir çalışma var lakin bir binada tahminen 10 yerinden çalışmak gerekiyor. Bizim arkadaşlarımızın ve akrabalarımızın olduğu mahalleyi bildiğimiz için öncelikle o yola gittik. Ve o bölgede enkaza ulaştık. Enkazda bir kuzenimizin olduğunu biliyorduk. Lakin neresinde nasıl bulacağımızı bilmiyorduk. O yüzden oradaki öbür depremzedelerin akrabalarıyla bir arada o binada enkaz çalışmasına başladık. Öncelikle enkazın yola ve yolu kapatan kısmındaki denetimli bir formda cadde üzerindeki enkazda da ekskavatör vasıtasıyla temizledik. Temizledikten sonra ana binaya kadar denetimli bir formda ilerledik. Yaklaşık 6-7 saatlik çalışma sonucunda enkazın cadde kısmındaki büyük kısmını temizlemiş olduk ve ana bina yani binanın ana gövdesine ulaştık. Gövdeye ulaştığımızda artık ekskavatörle çalışmak riskliydi. Artık elle temizlemeye başladık. İlerlemek pek mümkün değildi” diye konuştu.

“4 madenci arkadaş geldi ve yardım etti”

Enkaz altındaki bir yakınının Zonguldak’tan gelen madenciler tarafından kurtarıldığını söyleyen Oğuz, “O orta birtakım beşerler gelip gidiyordu. Bunlardan birisi de Zonguldak’taki madencilik firmasından gelen 4 arkadaşımızdı. ‘Biz burada madenciyiz ve enkaz çalışmalarına istekli olarak çalışmak istiyoruz’ dediler. Birden enkazdan ses geldi ve o sese yanlışsız yöneldik. Doğal sesin kimin olduğunu bilmiyoruz. Lakin tesadüf öncelikle kuzenimizin oğlunun cansız vücuduna denk geldiler ve evvel onu çıkarttılar. Daha sonra gerisinden kuzenimizin olduğunu gördüğümüz ve yaralı olarak enkaz altında bacağı sıkışmış kişiyi çıkardılar. Kendisini kurtarmayı Zonguldak’tan gelen madenci arkadaşlar başardılar. Kendi madencilik teknik bilgilerini koydular ancak tekrar de canlarını sahiden tehlikeye atarak orada canlı arayışımı devam etti. Lakin fakat uzun bir mühlet daha devam etmelerine karşın 20’ye yakın vefat eden, bu apartmanda oturan depremzede insanları orada çıkartmayı başardı arkadaşlar. Biz olağan dışarıdan takviye olduk ve getirdiğimiz makinemiz ekipmanlarla çok takviye olduk. Etrafa da bayağı bir erzak dağıtımında yardımcı olduk. Zira 60-70 saat sonra artık bir canlı çıkartma ümidinizi yitiriyorsunuz. Daha çok oradaki depremzede arkadaşlara erzak ve öbür gereçlerin dağıtımıyla uğraştık sonra da bölgeden ayrıldık” tabirlerini kullandı.