MHP Küme toplantısı

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Lideri Devlet Bahçeli, “Devlet, depremzedeye ekmek dağıtan belediye lideridir, çorba kaynatan, yardım konvoylarının uyumunu yapan, trafiği düzenleyen, asayişi ve güvenliği temin eden isimli isimsiz kaç kahramandır. Devlet, su dağıtan zabıta çavuşudur, arama kurtarma yapan askerdir, AFAD görevlisidir, istekli insanlardır” dedi.

MHP Genel Lideri Bahçeli, TBMM’de partisinin küme toplantısında konuştu. Bahçeli, Türk milletinin kaç badireyi atlattığını belirterek, “Allah yardım ettiği surece bugünkü ağır derdin üstesinden de gelmesini bilecektir. O denli bir felaketle yüz yüzeyiz ki, fay sınırının bulunduğu Anadolu levhasının Arap levhasına nazaran kuzeydoğu-güneybatı istikametinde en az üç metre hareket ettiği uzmanlarca söz edilmiştir. Hatay’ın Altınözü ilçesindeki bir zeytin bahçesinde, 200 metre genişliğinde, 400 metre uzunluğunda, 50 metre derinliğinde dev bir yarık oluşmuştur. Diyebiliriz ki, yer kabuğu biçim değiştirmiştir. Yalnızca 30-40 saniyede gerçekleşen zelzele, bölgede tarih boyunca yaşanan en yıkıcı sismik hareketlilik olarak kayıtlara geçmiştir” sözlerini kullandı.

Depremin eşine benzerine az rastlanır bir afet nedeniyle dördüncü düzey alarm kararı alındığını hatırlatan Bahçeli, “Deprem dünyanın ve insan hayatının değişmez bir gerçeği olsa da, gözlerimizde yaş, yüzümüzde acı, yüreğimizde ateş vardır ve acımız tanımı olmayan cesamettedir. İki el nasıl ki bir baş içinse, hepimiz depremzede kardeşlerimizle biriz, onların tekrar olağan bir yaşama dönmeleri için kenetlenmiş haldeyiz. Yaralarımızı saracağız, yıkımı telafi edeceğiz, zelzeleden etkilenmiş kentlerimizi gülzara çevireceğiz, çelikleşmiş kardeşlik hissiyatımıza su vereceğiz, can vereceğiz, takviye vereceğiz. Yalnızca 10 vilayetimize değil, Türkiye’mizin de üzerine göçen binaları teker teker kaldıracağız, hepimiz tek bilek olup Türk bayrağını dalgalandıracağız; kem gözler, makûs niyetler, kurusıkı atan gafiller bilmese de Türkiye’ye sonuna kadar sahip çıkacağız” biçiminde konuştu.

Parti olarak depremzedelere yardım ettiklerini kaydeden Bahçeli, “Milletvekillerimiz ve dava arkadaşlarımız AFAD’ın yardım kampanyasına birebir ve nakdi yardımlarla takviye olmuşlardır. Kan gereksinimi olanlara kan verdik. Deva arayanlara deva ürettik. Barınma, giyecek ve yiyecek taleplerini imkânlarımız nispetinde gidermeye çalıştık. Az sonra temas edeceğim üzere, devletimiz ve hükümetimiz en aşağılık karalama ve iftira kampanyalarına aldırış etmeden tarihi vazifesinin gereğini dört başı mamur biçimde yaptı, buna da devam etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız sarsıntıyla yıkıma uğrayan vilayetlerimize intikal ederek incelemelerde bulundu, vatandaşlarımızla buluştu, görüştü, acıları paylaştı, gözyaşlarını silmek için uğraş gösterdi. Ben de, titiz ve hassas kurtarma çalışmalarını meşgul etmemek, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın zelzele bölgesinde olmasından ötürü gelişmeleri anbean Ankara’dan takip ettim. Diğerleri üzere gösteri peşinde değiliz. İstismar yarışında değiliz. Haksız ve hamasi temelli siyasi tenkit yapmak için fırsat kollayan bir ilkelliğe ve ilkesizliğe hiç sahip değiliz” diye konuştu.

MHP Genel Lideri olarak sarsıntıdan ziyan gören vilayetleri ziyaret edeceğini söyleyen Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi Genel Lideri olarak sarsıntıdan ziyan görmüş vilayetlerimizi ve tüm vatandaşlarımızı bir program dâhilinde ziyaret etmek gayesiyle geçen hafta aldığım kararı tatbik etmek için makul bir vakit kollamıştım. O vakit gelmiştir, artık vakit yollara düşme vaktidir. Osmaniye, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana ve Malatya’da milletimle tek yürek olacağım, tek ses olacağım, mahzun vilayetlerimizin ve mağdur vatandaşlarımızın hepsini birden, çalışmaların aksamasına fırsat vermeden sırayla ziyaret edeceğim. Milliyetçi Hareket Partisi nerede diye soranları ciddiye alıp yanıt verecek değilim” sözlerini kullandı.

Devlet nerede tenkitlerine yanıt veren Bahçeli, “Devlet nerede diyenlere de bir çift kelamım pek natürel vardır ve olması da doğaldır. “Deprem bölgesinde her şey var, yalnızca devlet yok” diyen kanı bozuklar size söylüyorum; devlet baktığınız ve bastığınız her yerde tüm heybetiyle, tüm haysiyetiyle, tüm hükümranlığıyla havidir, hakimdir, hadimdir. Şu hassas günlerde ağır konuşuyorum, kimse kusura bakmasın, ancak mecburum; devlet yok diyen kalite ve karakter mahrumları iç işgal cephesinde konuşlanmış işbirlikçi sefillerdir. Bunlar baksa da göremez, görse de itiraf edemez. 30 yıl eğri büyüyen bir ağacın bir anda doğrulmasını elbette beklemiyoruz. Lakin kızgın kireci elle yoğurmanın, insani defosu aleni olan müfteri ve müfsitlere tahammül etmekten daha evla olduğuna da her şeyimizle inanıyoruz. Felaketi fırsata çevirmek isteyen simsarlar görülmektedir. Umudunu iktidarın yıpranmasına bağlayan izansızlar iş başındadır. Menfaatperestler, toplumsal medya gösterisi yapan haşaratlar, acılarımızı gereç yapan ucuz reklam meraklısı gafiller, tribüne oynayan asalaklar hepsi birden ortalığa üşüşmüştür. Felaketin derece ve seviyesi büyük olunca ister istemez arama ve kurtarma çalışmalarında birtakım gecikmeler, zorlayıcı eksiklikler yaşanmaktadır. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi ülkede görülürse görülsün, bu çaptaki doğal afetle ve yıkıcı tesirleriyle başa çıkmak kolay değildir” değerlendirmesini yaptı.

Bahçeli şöyle devam etti:

“Devlet, depremzedeye ekmek dağıtan belediye lideridir, çorba kaynatan, yardım konvoylarının uyumunu yapan, trafiği düzenleyen, asayişi ve güvenliği temin eden isimli isimsiz kaç kahramandır. Devlet, su dağıtan zabıta çavuşudur, arama kurtarma yapan askerdir, AFAD görevlisidir, istekli insanlardır. Devlet, yağmacıyı yakalayıp doğduğuna pişman eden yavuz polistir. Devlet, dozer süren teknisyendir, ambulans süren sürücüdür, sela okuyan müezzindir, muayene eden tabiptir, iğne vuran hemşiredir, pansuman yapan hastabakıcıdır. Türk idare ideolojisine nazaran, devlet millettir, millet devlettir, tarihin sıkıntı ve zahmetli devirlerinde bu ikisini ayırt etmek asla mümkün olmamıştır. Devleti bir kenara itip, ahbap çavuş bağlarıyla yardım toplanması, bu çereçvede paralel bir çizgi kurulması devletin inandırıcılığını bir nevi gölgelemektir, bizim nazarımızda da prestij edilmemesi gereken bir yanlıştır. Hatay’ın Antakya ilçesinde baraj patladığını tez edip kurgulanmış palavrası toplumsal medyadan servis ederek endişeye, paniğe ve can kayıplarına neden olanlar afet bölgesinde neyin peşindedir? Devletin yapamadığı, yatıştıramadığı ve yetişemediği ne vardır da ahbapçılar va babalacılar akbaba üzere kanat çırpmaktadır? Devleti acz içinde gösterircesine toplumsal medyaya üşüşenler bindikleri kolu kestiklerini ne vakit anlayacaklardır? Böylesi bir muhterislik kimin harcı, kimin haddidir? Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlüdür, her müşkülatın, her mihnetin, her mikrobun üstesinden gelmesi mümkün ve mukadderdir. Devletimize ve hükümetimize sonuna kadar güveniyoruz, her koşul altında artlarında olduğumuzu odunsuz bir duruşla söz ediyoruz. Yardım ve dayanakların AFAD aracılığıyla yapılması en hakikat, en sağlıklı yoldur, kaldı ki beklentimiz ve davetimiz da budur. Felaket günlerimizi ballandıra ballandıra magazin gösterisine çevirenler bize nazaran mutlaka yeterli niyetten mahrumdur. Milletçe acılarımızı paylaşarak nasıl azaltırız kaygısındayken, birilerinin çıkıp hesabi davranması, cüzdanlarını doldurma ve şöhret devşirme peşine düşmesi tam manasıyla erdemsizlik ve edepsizliktir. Hele bir enkazımızı kaldıralım, hele bir belimizi yeterlice doğrultalım, sırtımıza yapışan kenelerle işte o vakit hesaplaşacağımız vakit de inşallah gelmiş olacaktır.”