Narlıkuyu Boyuninceli yörüklerinden aşevinde depremzedelere fiyatsız yemek

Silifke, depremzedelere kucak açmaya devam ediyor. Sarsıntının vurduğu kentlerden Mersin’in Silifke ilçesine gelen binlerce kişi, yol güzergahında günü birlik olarak Narlıkuyu Boyuninceli Yörükleri Aşevinde konuk ediliyor.

Kahramanmaraş merkezli 10 vilayette meydana gelen zelzele nedeniyle bölgeyi terk eden depremzedelerin yol kenarında fiyatsız günlük yemek gereksinimini karşılayan Narlıkuyu Boyuninceli Yörükleri Aşevi, bugüne kadar toplamda 2 bin kişilik yemeği vatandaşlara ulaştırdı.

Yol kenarında ellerinde “Depremzedelere fiyatsız yemek” tabelaları ile yoldan geçen depremzedeleri durduran Narlıkuyu Boyuninceli Yörükleri Aşevi çalışanları depremzedelere fiyatsız yemek veriyor.

Narlıkuyu Boyuninceli Yörükleri Aşevi sorumlusu Veli Avcı yaptığı açıklamada, “Biz o denli bir milletiz ki, yeri gelir sıkıntı vakitlerde bir kesim bazlamanın içine yeşil soğanı katık eder 5’e böler paylaşır yeriz. Biz o denli bir milletiz ki, komşusu aç iken, kendi boğazımızdan bir lokma ekmek geçmez. Biz o denli bir milletiz ki, güzellik yapma ismine ayaklarımıza kara sular iner, ayaklarımız şişer gözlerimiz uykusuzluktan kararır lakin inatla düzgünlük ismine koşturup dururuz. Biz o denli bir milletiz ki, konutumuz yanar, kor komşu yardıma koşar, yardımda bulunur, sarsıntı olduğu vakit ise kendi acımızı unutur, sarsıntıda ki kardeşlerimize elimizde ne varsa göndermeye, yardım etmeye çalışırız. Biz o denli bir milleti ki, Ademler, Aliler, Mehmetler, Ayşeler, Fatmalar birlik olur, kimi sıkma yapar, kimi kamyon kamyon yardım toplar yardıma koşarız. Biz o denli bir milletiz ki, milletimiz ağlarken gözyaşını siler, kendi gözyaşlarımızı yüreğimize gömeriz. Biz o denli bir milletiz ki, gereksiz şeylerle tahminen tartışır, lakin başımıza makûs bir şey gelince hepsini unutur, kucaklaşır, güzelliği dalga dalga yayarız. Biz o denli bir milletiz ki, tahminen konutunda, bucağında bir lokması var ise onu gelen geçenle, hatta hiç tanımadığımız beşerlerle paylaşırız. Biz o denli bir milletiz ki, şayet gitmeye gücümüz takatimiz, vaktimiz, imkanımız yok ise, ta uzaklardan takviye olur, güzellik ismine yardım akıtırız, damla damla, dalga dalga. Biz o denli bir milletiz ki, tanıdık tanımadık hiç kimse fark etmez, sofrasını açar, meskeni açar, konuk eder, karnını doyurur o denli yolcu ederiz. Biz işte bu türlü hoş, Eşi gibisi olmayan bir milletiz. Nereli olduğumuzun, nereli olduğunuzun ehemmiyeti yok aslında üç günlük dünyada. İşte bir hastalık geldi, güçlü, yoksul ayırmadı. İşte bir sarsıntı geldi, kimseye acımadı. Hepimiz biriz. Hepimiz insanız. Hepimizin kusurları, yanlışları, pürüzleri vardır, zira insanız. Lakin gün herkesi Bir görme, kardeş görme, el ele verme, yardımlaşma günüdür. Her vakit söylediğim üzere. Herkes kendine güzellik yapar aslında uygunluk yaparken, karşısındakine değil. Kim ne götürdü ki biz götürelim öbür dünyaya. Ha, götüreceğimiz, götüreceğiniz çok şey var aslında. Düzgünlük üzere, yardım üzere, gönül alma üzere, kucaklayıp sarmalama sahip çıkma ve bir hoş dua alma üzere… Hoş ülkem, hoş milletim Allah’ın müsaadesi ile, daima birlikte, el ele vererek bu imtihanı da daima birlikte atlatacağız. Haydi, gel, bu çorbada, bu güzellikte senin de bir tuzun/katkın olsun… Emek veren, koşuşturan, dayanak gönderen, takviye olan herkesten Allah razı olsun. Ölen kardeşlerimize Allahtan Rahmet, Yaralılarımıza şifa, kalanlara sabır, sıhhat, selametler, depremzedelerimize yardım edenlere de güç kuvvet versin Rabbim. Sevi, hürmet, hürmet ile” dedi.