Sarsıntı bölgesinde yemek dağıtımında dikkat edilecek konular

Zelzele bölgesinde kısıtlı imkanlarla çadırlarda yaşayan depremzedeler, bir yandan da beslenme ve hijyen problemleri ile uğraş ediyor. Depremzedelerin günlük kişi başı 2100 kalori alması gerektiğini belirten Yaşar Üniversitesi Besin Sürece Kısım Lideri Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, zelzele bölgesine besin yardımı yapan kurumlar ile hayırseverlere besin kıymeti yüksek, tok tutan, ulaşılması kolay yiyecekler göndermeleri ve dağıtmaları konusunda davette bulundu.

Depremzedeler, çadır ve konteynerlerde konaklamaya başladı. Depremzedeler kısıtlı imkanlarla yaşarken, bir yandan da beslenme sorunu ile çaba ediyor. Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, depremzedelere besin dağıtımı yapan kamu kurum ve kuruluşları, özel firmalar, sivil toplum kuruluşları ve hayırseverlere kıymetli tavsiyelerde bulundu. Depremzedelerin hem tok tutacak hem de besin kıymeti yüksek besinler ile beslenmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, “Depremzedeler, günlük kişi başı ortalama 2100 kalori almalı. Dışarıdan besin yardımı ile protein sağlamak mümkündür. Depremzedeler için sağlanan yardım paketleri ekseriyetle ton balığı, konserve besinler, süt tozu, fındık, kuru meyve ve kuru yemiş üzere protein kaynakları içermeli” dedi.

Enerji için karbonhidrat

Depremzedelerin güç sağlaması için karbonhidrat tüketmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Uzel, şunları söyledi:

“Yaşam çadırında kalan depremzedelerin besin yardım paketleri ortasında tam tahıllı ekmek, pirinç, makarna üzere karbonhidrat kaynakları bulunmalı. Kısa vadeli güç gereksinimine tahlil olarak ise ölçüsü denetimli sağlanmak üzere yarar ziyan istikrarını gözeterek gerektiğinde uygun ölçüde bisküvi ve çikolata tüketilebilir. Besin yardım paketlerinde bulunan kuru meyve ve kuruyemişler vitamin desteği sağlar. Rahatsızlığı olan depremzedeler tuzlu, şekerli ve işlenmiş besinlerden uzak durmalı. Bu tıp besinler, bedendeki birtakım besin eksikliklerini tetikleyebilir.”

“Hijyen önemli”

Depremzedelerin yaşadığı kuvvetli koşulların salgın hastalıklara yol açabileceğini belirten Doç. Dr. Uzel, “Depremzedelerin içme ve pak su tedarikinin devamlılık gösterecek halde karşılanması gerekiyor. Sarsıntı bölgesinde su kaynakları kirlenmiş olabilir. Bu nedenle kullanılacak suyun kesinlikle kaynatılması yahut arıtılması gerekir. Hiç imkan yok ise ve ambalajlı suya ulaşılamıyorsa suyun kaynatılması ya da dezenfekte edilmesi yollarına başvurulabilir. Suyun kaynama noktasına gelip bulanıklığı geçtikten sonra en az 1 dakika daha kaynatılması, tehlikenin değerli ölçüde azaltılmasında yardımcı olacaktır. Su kaynaklarının hijyenik olmaması, enfeksiyonların yayılmasına neden olabilir. Bilhassa su birikintilerinden uzak durulması, çocukları bu alanlardan uzak tutmak lazım. Depremzedelerin hijyenik bir ortamda kalmaları ve ferdî temizliklerini nizamlı olarak yapmaları gerekiyor” diye konuştu.