Uyku kaybı salgını neden olur? Her iki Türk vatandaşından birisi uyku bozukluğu çekiyor. Bu durumun daha çok pandemi döneminde meydana gelmesi ise akıllara bazı soruları getiriyor. Uyku kaybı salgını nedir? Covid-19 salgınının nüksettiği dönemde yapılan bir ankette çoğunluk uyku sürecinin kötü olduğu yanıtını verdi. Bu durum karşısında bağışıklık sistemini daha güçlü hale getirecek besinlere yönelen halk mini araştırma işine koyuldu. Uyku kaybı salgınının tedavisi nedir?
İlginizi Çekebilir: Melisa otunun (Limon otu) faydaları nelerdir? Melisa otu çayı nasıl yapılır, ne işe yarar? Evde melisa yağı nasıl yapılır?
İçindekiler
TogglePandemi sırasında vakaların artmasıyla birlikte uykusuzluk gündelik hayatınızdaki üretkenliği etkilemekte. Bu durum ek olarak çeşitli hastalık riskini artırır ve depresyona yol açabilir ve Uyku Kaybı salgını ile karşı karşıya kalmanıza neden olabilir. Uyku kalitesi insan yaşamının çeşitli yönlerini etkileyen mucizevi yeteneğe sahiptir. Bunlar neler mi? Fiziksel canlılığı, zihinsel ve entelektüel kapasite, hafıza organizasyonu ve konsolidasyon, verimlilik , profesyonel performans, ruh hali ve hatta iştah ve metabolizma. Ancak yeni koronavirüs pandemisinin oluşturduğu senaryo, dinlendirici ve dinlendirici uyku geceleri için pek uygun değil. Bu yeni dünya gerçeğinin sonucu olan endişe, stres ve hatta rutinin değişmesi, uykusuzluk vakalarının sayısındaki endişe verici artışa katkıda bulundu .
Uykuya dalarken güçlük çekme, uyku periyodunu tamamlayamadan aralarda sürekli uyanma ve sabah uyanıldığında adeta dövülmüş hissiyle uyanma belirtileri gösteren ”Uyku kaybı salgını” çağımızın popüler hastalıkları listesinin en başında yer almayı başardı. Corona Virüs salgınıyla yakından ilgili olduğu düşünülen Uyku kaybı salgını giderek daha çok kişide görülmeye devam ediyor. Salgının başından bu yana her 2 kişiden 1’inde görülen bu sinsi salgın dengesiz beslenme, hareketlerde ki sınırlanma, virüs korkusu ve daha pek çok durumun meydana gelmesiyle ortaya çıkıyor. Kişiler gün içerisinde uyku kalitesini sağlayamadıkları ve uyku esnasında bile düzenleri olmadığından yakınıyor. Bağışıklık sistemimizin zayıflamasıyla da yakından alakalı olan uyku kaybı salgını gün geçtikçe popülerlik kazanmaya devam ediyor.
Uykusuzluk, yatmadan önce, yatmadan önce ve sonra etkileyebilen bir uyku bozukluğudur. Bunun nedeni, uykuya dalmayı veya iyi bir gece uykusu çekmeyi zorlaştırması durumu olarak tanımlanır. Yani kişi uyandığında kendini zaten kötü bir ruh halinde ve enerjisiz hissediyor. Ek olarak anksiyete gibi psikolojik hastalıkları, uyku problemleri kategorisi içerisinde ki risklere koyabilirsiniz. Örneğin, işinizi kaybedebilir, okul performansınız düşebilir, kendinizi oldukça mutsuz hissedebilirsiniz. Ayrıca kalp krizi, hipertansiyon, felç, şeker hastalığı gibi sağlık sorunlarınız da olabilir. Bu gibi belirtiler sizde görülüyorsa artık dikkat etme zamanı! Bununla birlikte, durumunuzun tıbbi yardıma ihtiyacı olup olmadığını veya alışkanlıklarınızı değiştirmekle ilgili olup olmadığını bilmenize yardımcı olacak başka noktalar da bulunuyor.
Kronik uykusuzluk, uykunun niceliği, kalitesi ve işlevinden duyulan memnuniyetsizlikten kaynaklanan bir durum olarak karşımıza gelir. Uykusuzluk çeken insanlar uykuya dalmakta ve bunu doğal ve düzenli bir şekilde sürdürmekte zorlanırlar. Birçok uykusuzluk hastası sabah erken uyanma eylemi içerisinde kendisini bulur. Zihinsel ve fiziksel dengeyi etkileyen uykuya geri dönmekte bu peroyot içerisine girince çok zor olur. Bu nedenle uykusuzluk, kardiyovasküler hastalık, depresif krizler, morbid obezite, yüksek tansiyon, yorgunluk, diyabet ve anksiyete ve stres ile ilişkili hastalıklardan kaynaklanan ölüm riskinde önemli bir artışla bağlantılı bir bozukluk olarak karşımıza gelir. Daha ciddi şartlarda ele alacak olursak, uykusuzluğun etkileri günlük yaşamda birçok haber kaynağı içerisinde karşımıza gelir. Bunlardan bazıları iş ve trafikte bir ev kazasına neden olan olaylarda görülür.
Üç tür uykusuzluk vardır ve bunları sürelerine veya sıklıklarına göre sınıflandırabiliriz:
Sağlık çizelgeniz içerisinden yapılan başka bir derecelendirme de bulunuyor. Başka bir söyleyişle, bu duruma girdiğiniz zaman uykusuzluğunuz yanında başka bir hastalığın habercisi de olabilir. Bu tip ikincil uykusuzluk kategorisinde yer alır. Öte yandan, uykunuzu engelleyen herhangi bir hastalık olmadığında, birincil uykusuzluk kategorisinde yer aldığınızı söyleyebiliriz.
Her şeyden önce, uykusuzluk özellikle yetişkin yaş grubunun tıbbi destek almasına sebep olan en popüler semptomlardan biri olarak karşımıza gelir. Uykunun insanı iten güçlü bir biyolojik dürtü oluşturması ve uykusuzluğun sebeplerini yükseltebilecek uzun bir ihtimal sebepler listesi bulunur. En popüler olanları arasında psikolojik hastalıklar olarak bilinenen; kaygı, depresyon ve stres mevcut. Fakat düzeninizi biraz olsun değiştirmemek, ilaç kullanmak, yatmadan önce ağır yemek yemek, çok kahve içmek, sigara ve alkol gibi başka olumsuz noktalar da bulunuyor. Hatta düzenli bir uyku ve uyanma saatinizin olmaması da dahil diyebiliriz. Ayrıca, çok fazla bilmediğimiz başka semptonlar da bulunuyor. Örneğin, yatmadan önce televizyon izlemek veya cep telefonuyla oynamak uyku kalitenizi kötüleştirerek beyninizi feci şekilde yorar. Bunun sebebi ise bu cihazların, yatma saatini düzenlemekten sorumlu hormon olan ”melaton”in miktarını azaltan sarı ışığı yayması. Dünya üzerinde kadınlar ve yaşlılar da uykusuzluğa daha yatkın kategoride yer alır. Kadınlarda, hamilelik döneminde veya menopoz ve adet döngüsü sırasında hormonal değişiklikler nedeniyle uykusuzluğun yaygın görülen kategorisinde yer alır. Yaşlılarda ise sorun sağlık sorunları ve uyku düzenindeki değişiklikler bu problemin görülmesini sağlar.
Ağız yaralarının oluşmasında bazı durumlar etki eder. Bunlar içerisinde uykusuzluk, kan değerlerinde ki bazı değişiklikler, ciltte ki kuruluklar, yanma, yaralanma ve stres yer alır. Yeterli alınamayan uyku ise bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olmakta. Bu da tekrarlayan ağız yaralarına veya sizde mevcut olan ağız yaralarının daha kötü hale gelmesinde öncü olur. Kişilerdeki bağışıklık seviyesinin düşmesi cilt yenilenmesinin yavaşlamasına neden olacağından dolayı yara görülme riski artar.
Hafta sonları bile düzenli olarak aynı saatlerde yatıp kalkmaya çalışın. Bunun için ilk yapacağınız şey yaklaşık 10 gün boyunda farklı uyku saatlerinde uyuyarak sizin için en uygun olan uyku saati aralığını tespit etmek ve daha sonra günlük yaşamınız içerisinde bunu oturtmak.
Vücudunuz sinyaller verdiğinde şekerlemeler ruh halinize yardımcı olabilir. Ancak günün herhangi bir saatinde 30 dakikadan uzun uyumak gece uykusunu engelleme eğilimleri içerisinde yer alır.
Fiziksel aktivite, sağlık için çok önemlidir ve daha iyi uyumanıza yardımcı olur, ancak huzursuzluğa neden olabilir. Bu yüzden yatmadan önce altı saate kadar egzersiz yapmak en iyisidir.
Kahve, siyah çay, mate çayı, soda ve enerji içecekleri kafein gibi uyarıcı maddeler içerir. Bu nedenle yatmadan beş saat öncesine kadar bu tarz içeceklerin tüketimini sonlandırmak sağlığınız açısından size yararlı sağlar.
Ağır, protein açısından zengin besinler geceleri fazla tüketildiğinde uykuyu etkileyebilir. Doğal atıştırmalıklar gibi karbonhidratlı hafif yemekler uykuyu teşvik etmek için daha uygundur.
Alkolün ilk etkisi yatıştırıcı olsa da bir süre sonra halüsilasyona neden olabilir. Daha sonra yatmadan altı saat öncesine kadar ve uyku periyodunuzun sağlığı için alkol almaktan kaçınılması önerilir.
Hava karardığında, vücudumuzun uykuya hazırlanmasına yardımcı olan bir hormon olan melatonin üretmeye başlarız. Parlak ışıklar, bilgisayar ekranları, tabletler ve cep telefonları melatonin üretimini engelleyebilir ve geceleri kısılmalı veya kaçınılmalıdır.
Çalar saat, Wi-Fi ve kablolu TV seti, evinizin dışından gelen gürültülerin yanı sıra uyku bozabilir horlama arkadaşı ve evcil hayvan hareketlerinin rahat uyumanızın önüne geçtiğini söyleyebiliriz. Geceleri mobil ve tablet ekranların yaydığı ışıkları daha az ışık yayması için düzenlemeli, uyumak için tamamen karanlık ve sessiz bir ortam oluşturmalıyız.
Yatmadan yaklaşık iki saat önce ılık bir banyo vücut ısınızı düşürür ve sizi rahatlatır, uykuya dalmanıza yardımcı olur. Kitap ya da dergi okumak, resim yapmak, nakış işlemek, sakin müzik dinlemek ve meditasyon yapmak gibi aktiviteler de buna katkı sağlayabilir.
Uykusuz yatmanın işe yarayacağını düşünüyorsanız yanıldığınızı söyleyebiliriz. İdeal olarak, sıkıcı bir TV şovunu izlemek veya dinlemek, düşük ışıkta bazı aktiviteler yapın. Uyanırsanız, ideal olan, tekrar uykunuz gelene kadar bu aktivitelere devam etmektir.
Bu gönderi için yorumlar kapalı.