Uzmanı uyardı: “Çocuklarınızı toplumsal medyadan ve TV’lerden uzak tutun”

Sarsıntı haberlerinin imgelerini izleyen çocukların ruhsal manada etkilenmemesi için “Sosyal medyadan ve TV’lerden uzak tutmaya çalışın” diyerek ebeveynlere ikazlarda bulunan Ruhsal Müracaat ve Rehberlik Uzmanı Barış Sezgin, afet haberlerine maruz kalan çocuklarda donma refleksine dikkat çekti.

Son günlerde tüm Türkiye’nin tek gündemi 6 Şubat’ta yaşanan zelzeleler olurken, hem toplumsal medya hem de TV’lerde sarsıntı bölgesinden imajlar yayınlanıyor. Ruhsal Müracaat ve Rehberlik Uzmanı Barış Sezgin, bilhassa hassas içerikli manzaralardan ruhsal manada çocukların etkilenmemesi ismine ihtarlarda bulunarak, çocuklara zelzeleyle ilgili bilgilendirmenin nasıl yapılmasına dair tavsiyelerde bulundu. Çocukların zelzeleyle ilgili yaşadığı his durumundan ötürü donma refleksi yaşadığına dikkat çeken Uğur Okulları Ruhsal İstişare ve Rehberlik&Ar-Ge’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin, “Yetişkinler olarak biz durumu biliyoruz, idrak edip anlayabiliyoruz lakin çocuklarda şu an benim en çok endişelendiğim mevzu donma refleksi. Bir şey ile karşılaştığımızda ya da korktuğumuzda donup kalıyoruz. Çocuklar şu anda donmuş durumdalar. O yüzden ailelere birinci tavsiyem toplumsal medyadan ve televizyonlardan biraz uzak tutsunlar. Bu acılarla tahminen biz baş edebiliriz lakin çocuklarımız baş edemiyorlar ve baş edemediğimiz vakit sorunlar başlıyor. Bu sorunların ve travmaların 5-6 yıl sürdüğüne dair çalışmalar mevcut. Yaşanan durumdan ötürü çocuklarda travma oluşabilir. O yüzden onları susturmak değil, konuşturmamız, anlattırmamız, hislerini tabir ettirici alanlar oluşturmamız gerekiyor. Kaygılanıyorlar ve gerilimli oluyorlar. Mesela gerilimli oldukları için karnı ağrıyor, mideleri bulanıyor, altını ıslatabiliyorlar. Bu donma refleksinin de sonuçlarıdır. O yüzden gerilimle baş etme usulleri kesinlikle uygulanmalı” dedi.

“Çocuklara sarsıntı kesinlikle anlatılmalı”

Çocuklara sarsıntı konusunun nasıl anlatılması gerektiği konusunda da tavsiyelerini sıralayan Sezgin, “Deprem konusunu açmamak ya da konuşmamak olmaz. Kesinlikle anlatılmalı. Ama daha kolay cümlelerle ve onların anlayacağı lisanda olmalı. Mesela, ‘Yerin çok fakat çok altında kayalar var. Bu kayalar yaşlanıyorlar. Kayalar yaşlandıklarında küçük küçük parçalanabiliyorlar ve birbirini etkiliyorlar. Biz de yeryüzünde olduğumuz için bundan etkileniyoruz’ üzere cümlelerle bilgilendirebiliriz. Zelzelesi anlatmamak yerine bu biçimde anlatmak bilhassa 3-12 yaş kümesi için kıymetli. Zira çocuklarda mevzuyu konumlandıramama, anlamlandıramama durumu var” formunda konuştu.

“Evde zelzele etütü yapsınlar”

“Aileler çocukların gerilimini daha da azaltmak için zelzele anını canlandırmalı etütler yapsınlar” diyerek tekliflerine devam eden Sezgin, “Deprem olduğunda aile nasıl davranmalı diye düşünerek konutta etüt uygulaması yapmalıyız. Bu bile bilinmezlik karşısında bir şeyleri biliyor olması çocuğun inançta olmasını hissettirir” dedi.

“Rutinlere geri dönülmeli”

Son olarak günlük rutinlere çocukların dönmesi gerektiğinin de altını çizen Sezgin, “Rutin içinde olduklarında kendilerini daha inançta hissedeceklerdir. Bunları yaptığımız vakit bu travmadan olağan ki de çok etkileneceğiz, en azından bunlarla daha âlâ baş edeceğiz diye düşünüyorum. Okula başlanması durumunda da mesela biz çocuklar için kendi bünyemizde bir sunum hazırladık. Zelzele nasıl anlatılır, anne-baba ve öğretmenler nasıl davranmalı, çocuklarımız kendilerini daha nasıl inançta hissedecek üzere bahisleri ele aldık. Bu tüm eğitim kurumlarında uygulanmalı, çocuklarla konuşulmalı ve hissettikleri karşısında nasıl baş edebilirime dair eğitimler verilmeli” dedi.