Yüzyılın afetinde hayatlarının dehşetini yaşadılar

Yüzyılın afeti olarak nitelendirilen Kahramanmaraş Pazarcık sarsıntısından 2 gün evvel Gaziantep’in Nurdağı ilçesine taşınan Baştürk ailesi dehşeti yeni aldıkları konutlarında yaşadı. Meskenleri başlarına yıkılan Mehmet Baştürk, evvel kendi göçük altından kurtulurken çabucak akabinde ise eşini ve bir oğlunu sağ, büyük oğlunu ise meyyit olarak enkazdan çıkardı. Enkazdan hafif sıyrıklarla kurtulan baba Mehmet ile ağır bakımda tedavi gören 14 yaşındaki oğlu dehşet anlarını anlattı.

Gaziantep kent merkezinde yaşayan 4 kişilik Baştürk ailesi, işlerini ayarladıktan sonra 3 Şubat Cuma günü ise Nurdağı ilçesinde satın aldıkları yeni meskenlerine taşındı. Meskenlerinin eşyalarını bile tamamlama fırsatı bulamayan Baştürk ailesi, 6 Şubat Pazartesi sabah 04.17 sıralarında Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 şiddetinde meydana gelen zelzelede büyük şok yaşadı. 2-3 gece kaldıkları meskenleri başına yıkılan Baştürk ailesinin 23 yaşındaki oğlu Osman Enes Baştürk hayatını kaybederken, enkazdan kendi gayretleri ile kurtulan baba Mehmet Baştürk evvel eşi Asiye, sonra da 14 yaşındaki oğlu Emirhan’ı enkazdan sağ olarak çıkardı.

Korku, çaresizlik, memnunluk, acı ve hüzün

Deprem ve konutunun yıkılma anında büyük endişe yaşayan ve enkazdan sonra ise eşi ve çocuklarını kurtarmanın telaşına düşen baba Mehmet Baştürk, enkazdaki ailesinden haber alamayınca ise büyük çaresizlik yaşadı. Kendi uğraşları ile birinci 2-3 saat içerisinde evvel eşini sağ kurtaran baba, 5-6 saat içerisinde ise küçük çocuğu Emirhan’ı da sağ salim enkazdan kurtardı. Eşi ve bir oğluna sağ ulaşmanın sevincini yaşayan baba Mehmet Baştürk, saatler geçtikçe umudu telaşa dönüştü. Birkaç saat sonra memnunluğu hüzne dönüşen baba, bitkin ve yorgun bir halde büyük oğlunun cansız vücuduna ulaştı. Gördüğü görünüm karşısında yıkılan baba, oğlunun cenazesini de enkazdan çıkardı. Kendisinde ve eşinde hafif sıyrıklar bulunan baba ve eşi, ağır yaralanan oğlu Emirhan’ı ise hastaneye yetiştirdi. Gaziantep Medical Point Hastanesi, ağır bakım ünitesinde tedavi altına alınan Emirhan, böbrek yetmezliği ve ağır travma üzere rahatsızlıklardan hayat gayreti verdi.

Ölmeden evvel ağabeyine sarılmış

Yaklaşık 10 gün tedavi gören Emirhan, yine kendisini toparlayarak, hayata tutundu. Medical Point Hastanesi Ağır Bakım ünitesinde tedavisi süren Emirhan, dehşet anında yaşadıklarını anlattı. Zelzeleye ölen ağabeyi ile birebir odada yakalandıklarını ve onlarda ağabeyi Osman Enes ile birbirine sarıldıklarını anlatan Emirhan, ’’Gece yatıyorduk, büyük bir sarsıntı oldu. Ağabeyim ile birlikte kalktık. Ben o esnada ’Benim yatak inançlı değil, senin yatağına geçelim’ dedim. Geçtik, birbirimize sarılıyoruz tabi o anda. Duvarın çatlama sesini duydum, ondan sonrasını hatırlamıyorum. Bayılmışım galiba 15 dakika falan. Ben yataktan düşmüşüm, ağabeyim yatak üstünde kalmış. Annem ve babam kendi odalarındaydı. Namaz kılmak için hazırlanıyormuşlar. Onlar da kurtulmuşlar’’ dedi.

Sağlık durumu güzele gidiyor

Emirhan’ın sıhhat durumunun uyguna gittiğini belirten Medical Point Hastanesi Ağır Bakım Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Said Aydoğan, ’’Emirhan’ı sarsıntının birinci günü kendi imkanları ile çıkarmışlar. Bizim depremzede hastalarımızda en büyük sorun böbrek yetmezliği oluşması. Göçük altında uzun müddet kalmaları nedeniyle travma yaşadıkları için. Lakin şükür çok önemli bir travması yoktu. Bir de kolunda ezik vardı. Yakın takip, ilaç tedavisi ve diyaliz tedavisi ile böbrek yetmezliğini toparlamış olduk. Kolunda da gereken süreçleri cerrahlarımız, kolu özgürleştirerek, meyyit dokuları temizleyerek belirli bir kademeye getirdiler. Şu etapta ağır bakımdan çıkması uygun, durumu uygun, şuuru açık. Allah bir daha bu türlü afetler yaşatmasın, beterinden korusun. Tüm hastalarımıza da şifa versin’’ dedi.

Sabah namazı için uyandı zelzeleye yakalandı

Deprem felaketinde büyük oğlu vefat eden, kendisini, eşini ve küçük oğlunu enkazdan kurtaran acılı baba, kendisinin sabah namazını kılmak için uyandığı belirterek, ’’Gaziantep merkezde yaşıyordu. Nurdağı’na yeni taşındık. Zelzele anında ayaktaydım. 7 katlı bina üzerimize kepti(yıkıldı) Allah bizi kurtardı’’ dedi.

Işık gördü, enkazdan çıktı

Nurdağı’na vefat eden oğlunun ısrarlı isteği üzerine taşındıklarını anlatan acılı baba, enkazın ortasında gördüğü ışık yardımıyla kendi başına dışarı çıktığını kaydetti. Yaşadıkları anlatan Mehmet Baştürk, ’’23 yaşında bekar oğlum da vardı. Zelzele de o da gitti. Biz kendi imkanlarımız ile kurtulduk, enkazdan. Ben kurtuldum. Eşimi kurtardım, sonra da oğlumu kurtardı. Zelzele anında bir ileri bir geri gitti. Ben o sırada bir ışık gördüm. Dışarı çıktık. Saat 04:30 o esnada kimi çağıralım. Soğuktu, üşüyordum. Ayaklarım yalın halde çıktım. Eşofman ile çıktım. Allah herkese yardım etsin. Eşimi 2-3 saat sonra kurtardım, oğlumu 5-6 saat sonra kurtardım. Öbür oğlumun da 8-10 saat sonra cesedini çıkarttık. Alnımıza yazılmış, demekki yazgımız bu. Bizi oraya merhum olan oğlum çekti. Daima ’baba gidelim, Nurdağı’na gidelim’ dedi. ’Hele oğlum, 1-2 gün daha bekleşeyelim’ dedik lakin ısrarcı olunca gittik. Bizim Gaziantep’te meskenimiz vardı, şirketimiz vardı. İşimiz bitince memleketimize gittik’’ dedi.

Depremden 3 gün evvel Nurdağı’na taşınmışlar

Yaklaşık 20 yıl Gaziantep kent merkezinda yaşadıklarını anlatan baba sarsıntıdan 3 gün evvel Nurdağı’na taşındıklarını kaydederek, ’Yaklaşık 20 yıldır Antep’te oturuyoruz. Yeni taşınmıştık. İki gün yattık yeni konutumuzda. Konutumu düzemedik. Benim meskenim gitti, büyük oğlumun meskeni gitti. Herşeyimiz enkaz altında kaldı.’’

’Yıkılan binada deniz kumu çıktı’’ iddiası

Depremde yıkılan meskenlerinin yanındaki bir binanın yıkılmadığı kaydeden Mehmet Baştürk, meskenin inşaatında deniz kumu kullandığını ileri sürerek, ’Bizim önümdeki bina yıkılmadı, bizim bina kepti, tam yerle bir oldu. Ben binanın tahlilini yaptırdım, deniz kumu çıktı. Arkadaşım vardı, numuneyi gösterdim. Deniz kumundan bina yapmışlar. Bina kolonları yükü taşıyamayacak kadar küçük diye konuştu. Satmak için, ticaret için yaptıkları bina nedeniyle biz canımızdan olduk. Sıfır bina almıştık, 7 katlı bina, çöker mi? Yeni taşındım her şeyi binaya bağladım. Canım gitti, malım gitti. 40 yıllık emeğim gitti’’ diye konuştu.