Zelzelede ölen kardeşinin 2 çocuğunu sahiplendi; kayıp olan 3. çocuğu her yerde arıyor

Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesinde yaşanan felakette yıkılan 8 katlı binada enkazdan çıkarılan biri bebek 2 çocuk, Bursa’nın İnegöl ilçesine yerleşen depremzede teyzesi tarafından sahiplenildi. Anne ve babasını kaybeden iki çocuğu İnegöl Kaymakamı Eren Arslan ve Bursa Milletvekili Vildan Yılmaz Gürel Mahmudiye Mahallesi’nde ki Bekir Yırtıcı’nın meskeninde ziyaret etti.

Yaşanan 2 büyük sarsıntının akabinde yürekleri dağlayan dramlar çıkmaya devam ediyor. Uzun yıllardır İnegöl’de ikamet eden Güllü ve Bekir Yırtıcı çifti, Kahramanmaraş’ta ikamet eden depremzede akrabaları olan Aynur (43) ve Gökhan Başboğa(42) ile birlikte akrabalarının göçük altında kalması üzerine harekete geçti. 8 katlı binanın 2. katında oturan Şirvan (40) ve Mehmet Danacı (40) çifti ile çocukları Barlas (10 aylık), Yekta Batu (3), Asaf Süreyya (7) yıkılan binanın altında kaldı. Enkazın altından Anne Şirvan ile çocukları 10 aylık Barlas ve 7 yaşındaki Yekta Süreyya bölgede bulunan cami cemaati ve askerlerin yardımıyla çıkarılarak ambulansla hastaneye sevk edildi. Baba Mehmet Danacı enkaz altında kalarak hayatını kaybederken, Ambulansla hastaneye götürüldüğü öğrenilen öteki çocuk Yekta Batu ise bulunamadı.

Hastanede anne Şirvan Danacı hayatını kaybederken, isimsiz diye kaydedilen 2 çocuk Barlas ve Yekta Süreyya Danacı yapılan birinci tedavilerinin akabinde Aile ve Toplumsal Siyasetler Bakanlığınca Bursa Çocuk Esirgeme Kurumu’na yerleştirildi. Durumu haber alan yakınları Bursa Çocuk Esirgeme Kurumu’na giderek çocukları sahiplenmek için müracaatta bulundu. Yapılan inceleme ve tespitlerin akabinde 2 çocuk İnegöl’de ikamet eden yakınlarının yanına gelen Teyze Aynur Başboğa’ya teslim edildi. 2 kız çocuğu olan Teyze Aynur’un sahiplendiği kardeşinin 2 çocuğu ile birlikte artık 4 çocuğa sahip oldu.

Teyze Aynur Başboğa, enkazdan çıkarılan ve kayıp olan Yekta Batu’nun da bulunması için yetkililerden dayanak istedi. İnegöl Kaymakamı Eren Arslan ve AK Parti Bursa Milletvekili Vildan Yılmaz Gürel dün aileyi ziyaret ederek 2 çocuğa çeşitli armağanlar verdi. Barlas ve Yekta Süreyya’yı sahiplenen Başboğa ailesine ve konutlarını depremzedelere açan Yırtıcı ailesine başsağlığı veren heyet, bir müddet çocuklarla ilgilendi. Başboğa ailesi enkaz altında bulunmayan öbür yeğenleri 3 yaşındaki Yekta Batu’nun da bulunması için heyetten dayanak istedi.

Bu durumdan etkilenen İnegöl Kaymakamı süreksiz olarak konaklayan Başboğa ailesine bir konut bulma kelamı ile maddi ve manevi manada yardım etme kelamı verdi. Çocukları Berrenur ve Begüm Erva ile birlikte Yırtıcı ailesinin konuğu olan Aynur ve Gökhan Başboğa çifti ise öksüz kalan iki çocuğunda sahipsiz kalmayacağını, kendi evlatları üzere vatanına ve milletine bağlı bireyler olarak yetişmesini sağlayacaklarını söyledi.

Çocukları sahiplenen teyze Aynur Başboğa, “Biz o gün akşam kardeşimle beraberdik. Annemlere gittik, oturduk. En son konutlarımıza gittik. Saat 04.15’te uyandım. Zelzele oldu, çocuklar bağrıştı. Aşağıya indik. 1,5 dakikalık bir boşluk olduk. Sitenin içerisine girdik, tekrar oldu. Kardeşimi aradım, bir kez çaldı. İkinci kez da telefon kapandı. Zannettim ki, onlarda çıkıyorlar, o yüzden kapattılar. Ben erkek kardeşimi aradım, o bizi almaya geldi. Tekrar annemlere gitmek istedik, yollar kapanmış. Kardeşim yürüyerek gitti. Bu müddet en fazla 1,5 saat oldu. Bende gerisinden yürüdüm. Birinci 1,5 saat içerisinde anneyi, kardeşleri, çocukları almışlar. Lakin anne hayatını kaybetmiş dediler. Bir çocuğu da kucağından aldık dediler. Ancak biz bunları 4. gün öğrendik. Enkaz çalışmaları bitti. Dedik baba çıktı lakin onlar nerede? Kurumlara başvurduk. Konya grubu büyük ağabeyi buldu. Büyük ağabeyi bulduktan sonra Barlas’ın burada olduğunu söylediler. Batu hala kayıp. Onu da hala araştırıyoruz. 10 aylık bir çocuk var. Birde 5-6 yaşlarında ağabeyi var. Çocuk esirgeme kurumundan ağabeyi bulduk. Başkasından hala haber yok. Teyzesi olarak çocuklar bende kalacak. Enkazdan çıkarmışlar. Çocukları ve kardeşimi çıkarmışlar. 1,5 saat içinde herkesi çıkarmışlar. Lakin şu an hala yok. Annenin de mezarı muhakkak değil. Onu da araştıracağız. Batu’nun her ne biçimde olursa olsun bulunmasını istiyoruz. İki evladım vardı. İki evladım daha oldu. Ufak yeğenimi beşiğin içinden almışlar. Beşik onu korumuş. Ağabeyinin de bacağında ezilme vardı. Onunda durumu güzel. 4 gün hastane de yattı. Şu an bir kahrı yok. Güzelleşme süreci devam ediyor” dedi.

Aynur’un eşi Gökhan Başboğa ise, “4-5 gün boyunca hem kendi canlarımızı hem öbür canları, canımızla, tırnaklarımızla hafriyata kazıya, insanlara, kurtarma takımlarına yardım ederek ulaşabildiğimiz insanlara ulaştık. Ulaşamadıklarımızın birçok da merhum olmuştu. Elimizden geldiğince çocukları aradık. Onları bulmaya çalıştık. O an anlatılmıyor. O denli bir durumu ki, anlatılmaz. Orada yaşamanız gerek. Alabildiğimizi aldık, alamadığımız enkazın altında kaldı. Ölenler Allah’tan rahmet diliyoruz. Yaşayan ailelere baş sıhhati diliyoruz. Rabbim ülkemizi korusun. Ülkemizde bu türlü bir şey bir daha yaşanmasın. Biz 1999 depremindeki beşerlerle şu anda empati kurabiliyoruz. O insanların nasıl bir an geçirdiklerini çok daha yeterli net bir halde anlıyoruz. Devletimizden Allah razı olsun. Sarsıntıdan 1 saat sonra devletimiz oradaydı. Askerlerimiz eşofmanlarla ordu konutlarından çıkmışlar. Polislerimiz eşofmanlarıyla oradaydı. Hayatta kalan herkes sıhhat takımlarıyla, bütün herkes oradaydı. Devletimize her vakit inanıyoruz, güveniyoruz. Bir hak vardır. Doğruyu konuşursan Allah gerinde durur. Palavra konuşursan, Allah seni helak eder. Biz bu anları yaşıyoruz. Aç gözlülük, palavra, dolanla her işi yaptığımızdan bizim başımıza bu türlü işler geliyor. Ben kendi hislerimi anlatıyorum. Rabbim bize bir daha göstermesin. Acımız çok büyük. Ne yapabiliriz? Bu saatten sonra nasıl doğrulacağız, yaralarımızı bir formda saracağız. Biz Türk milletiyiz. Biz o gün Türk milletinin nasıl bir ırk olduğunu orada kanıtlamış olduk. Biz böyleyiz, her vakit da bu türlü olacağız. Allah’ın bir emaneti. Rabbim bizlere bunları bağışladı. İki tane kız evladım vardı. Artık iki tane daha Allah’ın emanetleri. Bir miras olarak bizlere kaldı. Biri 8 aylık, biri 6 yaşında. Bir tanesi kayıp. Onu bulamıyoruz. En büyük acı da o. Öldüğünü bilsek, mezarını bileceğiz. Onu da bilmiyoruz. Yaşıyorsa, nerede bilmiyoruz. Bu çok farklı bir şey. O da bizi mahvediyor. Devletimizden ve yetkililerden, bir an önce bulunmasını istiyoruz” diye konuştu.